ABD ara seçimlerini nasıl okumalı?
Beklenen Cumhuriyetçi dalganın neden gerçekleşmediği hem ABD’de hem de dünyanın geri kalanında tartışma konusu oldu. Ancak seçim sonuçlarını anlamak için akla ilk gelen yorumlardan çok daha fazlasına ihtiyacımız var.

Yusuf CAN/Washington - Birgün
ABD ara seçimlerine dair yapılabilecek ilk yorum, beklenen Cumhuriyetçi dalganın yaşanmadığı olacak. Demokrat Parti Senato’yu elinde tutarken Temsilciler Meclisi’nde Cumhuriyetçi Parti büyük bir çoğunluk elde etti. Beklenen Cumhuriyetçi dalganın neden gerçekleşmediği hem ABD’de hem de Türkiye de dahil olmak üzere dünyanın geri kalanında tartışma konusu oldu. Kimileri, ABD eski Başkanı Trump’ın ve onun desteklediği adayların Cumhuriyetçi Parti’ye zarar verdiği yorumunu yaparken kimileri de eski Başkan Barack Obama’nın seçimden önceki son günlerde Demokrat adaylar için yaptığı destek konuşmalarının etkili olduğunu öne sürdü. Türkiye özelinde ise en çok konuşulan adaylardan bir tanesi, Türkiye kökenli bir aday olması sebebiyle Mehmet Öz oldu.
TRUMP’IN YANLIŞLARI
Bu geleneğin dışında, Başkan Trump’ın atadığı Yüksek Mahkeme yargıçlarının da desteği ile Cumhuriyetçilerin birçok eyalette uyguladığı ve oy vermeyi zorlaştıran yeni kurallar ve 2020 nüfus sayımından sonra, kanunsuzluğu mahkeme kararıyla sabit olmakla beraber Cumhuriyetçilerin bazı eyaletlerde seçim bölgelerinin haritalarını kendi avantajlarına olacak şekilde yeniden çizmesi, ara seçimlerin sonuçlarını net bir şekilde etkiledi. Yüksek Mahkeme’nin ara seçimlere etkisi sadece oylama kurallarına ve haritalara olan etkisiyle sınırlı kalmadı. Dahası, Mahkemenin geçtiğimiz aylarda verdiği ve kürtajın eyaletlerde yasaklanabilmesinin önünü açan kararı, seçim sürecinin dönüm noktalarından birisi oldu. ABD genelinde özellikle genç kadınları sandığa iten başlıca sebeplerden birisi Mahkemenin kürtaj kararıydı. Bu karar öylesine etkili oldu ki ABD’de enflasyondan sonra seçmenlerin en çok önemsediği ikinci konuydu. Hatta Demokratların iyi sonuçlar aldığı Ohio eyaleti ve senato seçimlerini Cumhuriyetçi Mehmet Öz’ün Demokrat John Fetterman’a kaybettiği Pennsylvania eyaleti, yeni kadın seçmen artışının en çok yaşandığı üç eyaletten ikisi oldu. Dolayısıyla, Dr. Mehmet Öz’ün Türkiye kökenli olması değil, kadınların kürtaj kararında politikacıların söz sahibi olması gerektiğini söylemesinin kaybetmesinde çok daha etkili olduğunu söylemek yanlış olmaz.
ADAY FAKTÖRÜ
Aday kalitesi ulusal tartışmalardan bağımsız olarak, yerel dinamikler açısından da ziyadesiyle etkili. Alaska eyaletinden Demokrat Parti adayı olarak Meclis’e seçilen Mary Peltola’nın seçim kampanyası, yerel dinamiklerin seçimlerde ne tip bir önem arz ettiğinin iyi örneklerinden birisi. Alaska’nın Yup’ik yerlilerinden olan Peltola, zihinlerdeki Demokrat Parti imajının aksine, özellikle avcılık ve bireysel silahlanma gibi tartışmalı alanlarda partinin geri kalanıyla tam olarak uyuşmuyor. Alaska gibi balıkçılığın ekonomi için hayati olduğu, doğal şartların insanlar için zorlayıcı olduğu eyalette, Peltola’nın Demokrat Parti’nin sosyal adalet politikalarından uzaklaşmadan yerel dinamiklere göre tutum belirleyebilmesi kendisine zafer getirdi. 1973’ten bu yana Cumhuriyetçilerin kontrolünde olan eyaletin Meclis’teki temsili Demokratlara geçti. Peltola yerel dinamikler için verilebilecek tek örnek değil. Ohio eyaleti Demokrat Parti Senato adayı Tim Ryan kendisi seçimi kaybetmiş olsa da yürüttüğü şahsına münhasır kampanyanın eyalette çektiği dikkat ve dolayısıyla eyaletin genelinde Demokrat adaylara akan bağışlar ile Temsilciler Meclisi’ndeki üç kritik sandalyenin Demokratlarca kazanılmasına vesile oldu. Örnekleri çoğaltmak mümkün. Özetle, ABD’de seçimleri ya da siyaseti anlamlandırmaya çalışırken nüanslara, yerel dinamiklere odaklanmak ve Türkiye siyaseti perspektifi ile bakmamak zaruri hale geliyor.
Türkiye’de alışık olmadığımız bir durum olsa da ABD’de adayların parti merkezinde değil ön seçimlerle belirlenmesi ve bu yüzden de seçmenle daha kişisel bir ilişki kurmak zorunda olması Mehmet Öz gibi adaylar için zorlayıcı oldu. Hem siyasi sistemi ve kültürü hem de federal yapısı sebebiyle Türkiye’deki lider kültünden daha farklı bir liderlik deneyimi olan ABD’ye, en azından ara seçimlerde, merkezi Washington DC’de olan bir ulus-devletten çok, farklı ve kalabalık grupları barından bir orkestra muamelesi yapmak, siyaseti anlamlandırmak adına daha faydalı olacaktır. Nitekim ne Obama’nın yaptığı konuşmalar seçimler üzerinde o kadar etkili oldu ne de Trump’ın bizzat seçtiği adaylar beklenen başarıyı yakaladı. Amerikan siyaseti alışılmış ezberlerden fazlasını hak ediyor.
-
Yurttaş endişeli: Maskeli günlere geri mi dönüyoruz?
favorite0visibility24 -
Sene sonuna kadar anlaşma mümkün
favorite0visibility37 -
Libya’daki sel felaketinin ardından Sahra Çölü’nde küçük göller oluştu
favorite0visibility40 -
Putin ve Kuzey Kore lideri Kim bir arada; masada "silahlar", "uydular" var
favorite0visibility38
-
0
-
0
-
0
-
0
-
0
- 0 Yorum
-
Yorumu Gönder