Cuma, 26 Nisan 2024
.
.
chevron_left chevron_right
Gündem

Aşı sırası ne zaman gelecek?

Türkiye’de COVID-19’a karşı ilk aşılama 11 Aralık’tan sonra başlayacak. Peki aşılama kaç grupta yapılacak, ilk ve en son kimler aşılanacak? Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, Türkiye’nin aşı stratejisini anlattı.

171 Toplam Gösterim
Aşı sırası ne zaman gelecek?

Türkiye’de planlama yapılırken ilk grupta sağlık çalışanları, 65 yaş üzeri kişiler; önce kronik hastalığı olanlar, sonra diğer 65 yaş üzeri kişiler ve kalabalık içerisinde bulunan huzurevi, bakımevi gibi yerlerdeki kişiler ile engelli bireylerin aşılanması söz konusu olacak.

POLİS, ASKER, ÖĞRETMENLER

Sonra toplumda hizmet önceliği olan kişiler; polisler, askerler, öğretmenler, adliye çalışanları, cezaevlerinde çalışanlara aşı yapılabilir.

HİZMET SEKTÖRÜNDEKİLER

Hizmetin sürdürülmesi yönünden öncelikli olan gruplar yani belediye çalışanları, doğalgaz, elektrik, telefon, internet hizmetleri gibi gruplar bir sonraki grup. Daha sonra peyderpey diğer gruplara doğru gidecek.

SON AŞAMA TÜM BİREYLER

En son aşamada tüm bireylerin aşılanması söz konusu olacak. Yani öncelikle hasta oldukları zaman en çok kayıp yaşayanlar, daha sonra toplumda daha çok dolaşımda olan, diğer insanlara hastalığı bulaştırma, taşıma ihtimali olanlar, ardından tüm bireylere olacak şekilde bir strateji söz konusu.

‘TEDARİK VE LOJİSTİKTE YETERLİYİZ’

Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, mart ve nisan ayında yerli aşının da gelmesiyle elimizin rahatlayacağı görüşünde: “Aşılama konusunda çok başarılı bir özgeçmişe sahibiz. Aşının tedariği ve lojistiğinde de oldukça yeterliyiz. Aşılama bu şekilde bir yaklaşımla gidecek. Aşılama hem hastanelerde hem 1'inci basamak sağlık kuruluşlarında hem de iş sağlığı güvenliği hizmeti verilen yerlerde yapılarak ilerleyecek.

Böylece tanımlanmış zaman dilimlerinde tanımlanmış gruplara grup halinde aşılanarak gidecek. Tanımlanan zaman dilimi Sağlık Bakanlığı web sayfasında yer alacak. Ne zaman kim tarafından aşılanacağı, nerede aşılanacağı duyurulacak. Vatandaşlarımız buralara başvurarak aşılarını yaptırabilecek. Şimdiden hemen herkes aşı olacak diye bir şey söylemek mümkün değil. Herkesin bir sıralama dahilinde aşılanacağını bilmemiz gerekiyor."

"AŞI OLMAK İÇİN BİRBİRİYLE YARIŞACAKLAR"


Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, “İnsanlarımız belirlenen aşamalar doğrultusunda sıra kendilerine geldiğinde, benim şahsi kanaatimce aşılarını olmalıdır. Ben de sağlık çalışanı olarak birinci grupta yer alıyorum. Ben de aşılar ülkemize gelir gelmez bu aşıları olacağım” dedi. Kayıpmaz, "Aşılar ülkemize geldikten sonra Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun (TİTCK) yapacağı incelemelerin ardından eğer aşılar ülkemiz standartlarına uygun bulunur ve yapılmaya başlanırsa insanlarımız bu aşıyı olmak için birbirleri ile yarışacak" ifadelerini kullandı.

"AŞI TOPLUMUN BAĞIŞIKLANMASI İÇİN EN ETKİN ARAÇTIR"


Covid-19 gibi salgınlardan kurulmanın yolunun toplum bağışıklığını sağlamak olduğunu ve bunun da aşı ile mümkün olduğunu belirten Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, “Aşı toplumun bağışıklanması için en etkin araçtır. Siz bir toplumda bütün önlemleri bırakıp toplumun tamamının veya büyük bir kesiminin hastalanmasını beklerseniz binlerce insanın ölümüne sebep olursunuz. Toplum bağışıklığını sağlayabilmenin en kolay yolu aşıdır. Siz bir toplumun yüzde 60’ından fazlasını aşılayabilirseniz bu hastalığa karşı toplumda kitlesel bir bağışıklık elde etmiş olursunuz. Aşının buradaki önemi kesinlikle yadsınamaz” ifadelerini kullandı.

"İNAKTİF VİRÜS AŞILARI UZUN YILLARDIR AŞI ÜRETİMİNDE KULLANILAN GÜVENLİ BİR YÖNTEMDİR"


Aşıların temelde 3 yöntemle üretildiğini hatırlatan Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Kayıpmaz, “Aşılar günümüzde 3 ana yöntemle üretilmekte. Covid-19 aşılarında da bu 3 ana yönteme dayalı olarak çalışmalar yürütülüyor. Bunlardan ilki messenger RNA (mRNA) denen aşı tipidir. Bu yöntemle virüse ait bir genetik materyal özel koşullarda insan vücuduna enjekte edilir, insan vücudunda virüse ait bir proteinin yapılması sağlanır ve oluşan bu proteine de; vücudun bağışıklık sistemi yanıt olarak antikor üretir. Vektör temelli aşılarda yine virüse ait bir genetik materyal, başka bir virüsün içerisine konularak vücuda enjekte edilir ve vücudun buna karşı antikor üretmesi sağlanır. İnaktive virüs aşılarında ise hastalık yapıcı etkisini yitirmiş virüs aşı içerisinde vücuda verilir ve vücudun bu verilen virüse karşı antikor oluşturması hedeflenir. İnaktif virüs aşıları uzun yıllardır aşı üretiminde kullanılan güvenli bir yöntemdir. mRNA aşıları da daha modern bir aşı teknolojisidir. Bu her 3 aşının kendine göre avantaj ve dezavantajları bulunmaktadır. Önemli olan etkinliği, güvenilirliği yapılan ortaya konmuş ve ulaşılabilir her aşının bizler için değerli olduğunun bilinmesi gereklidir” şeklinde konuştu.

"BİZİM AŞIDA DIŞA BAĞIMLILIĞIMIZI BUNDAN SONRAKİ SÜREÇTE EN AZA İNDİRMEMİZ GEREKİYOR"


Covid-19 aşı çalışmalarının çok kıymetli olduğunu ve yerli aşıların çok daha önemli olduğunu vurgulayan Bilim Kurulu Üyesi Kayıpmaz, “Bizim aşıda dışa bağımlılığımızı bundan sonraki süreçte en aza indirmemiz gerekiyor. Bu aşılardan temin ediliyor ve bu aşılardan ülkemize gelecek. Ama bizim artık kendi yerli aşı çalışmalarımıza ağırlık vermemiz lazım. Yerli aşı çalışmalarımızda da şuan da ön plana çıkan; Kayseri Erciyes Üniversitesi’nden Prof. Dr. Aykut Özdarendeli hoca ve ekibinin yaptığı çalışma bir inaktive virüs aşısıdır. Yine bunun yanında ülkemizde yürütülen diğer yerli aşı çalışmalarında bu mRNA temelli olanlar da vardır. Burada önemli olan ülkemize en erken dönemde, dünya ile aynı anda hangi aşının en yüksek dozda getirilebildiğidir. Şuan da inaktive aşılardan birisi ile ilgili olarak 50 milyon dozluk bir anlaşma yapıldı. mRNa aşılardan biri ile ilgili olarak görüşmeler devam etmekte. Ayrıca sadece bu aşılar değil diğer ülkelerle de, bizim yerli aşılarımız devreye girinceye kadar mümkün olan en yüksek dozun sağlanması konusunda zaten Türkiye Cumhuriyeti Devleti görüşmelerini sürdürmekte” diye konuştu.

"AŞILAR ÜLKEMİZE GELİR GELMEZ BU AŞILARI OLACAĞIM"


Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın 50 milyon doz sipariş ettik dediği aşıların ülkemizde de belirli testlerden geçeceğini ve güvenilirlik onayı alması halinde aşılamanın başlayacağını belirten Kayıpmaz, “Aşılar ülkemize geldikten sonra Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun (TİTCK) yapacağı incelemelerin ardından eğer aşılar ülkemiz standartlarına uygun bulunur ve yapılmaya başlanırsa insanlarımız bu aşıyı olmak için birbirleri ile yarışacak. Bu konuda ben insanlarımızın aşıya karşı bir ön yargısının olduğunu düşünmüyorum. Hangi aşı olursa olsun etkin ve güvenilir her aşı bizim için değerlidir. İnsanlarımız belirlenen aşamalar doğrultusunda sıra kendilerine geldiğinde, benim şahsi kanaatimce aşılarını olmalıdır. Ben de sağlık çalışanı olarak birinci grupta yer alıyorum. Ben de aşılar ülkemize gelir gelmez bu aşıları olacağım. Bugün Sağlık Bakanımız, Cumhurbaşkanımız aşı olacaklarını açıkladılar. İnsan sağlığını düşündükleri için, sağlık odaklı düşündükleri için aşı olacaklarını ifade ettiler. Ben de insan sağlığını düşünerek aşı olacağım. Çünkü ben riskli bir gruptayım ve acil serviste çalışan bir hekim olarak bu virüsle karşılaşma riskim var” açıklamalarında bulundu.

PROF. DR. KARA: İLK AŞI EN ERKEN 25-26 ARALIK’TA

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, gelecek günlerde Türkiye'de uygulanmaya başlanması planlanan aşının nitelikleri, etkisi ve diğer aşı çalışmalarıyla ilgili soruları yanıtladı.


Aşılar değerlendirilirken hangi kriterlere bakılıyor?

Bu dönemdeki en büyük isteğimiz, aşıya erken ulaşabilmek. Ana kriterimizin de güvenlik olması gerekiyor. Aşıya bakarken ilaç gibi düşünmemek lazım.

Aşılar çok sık ve detaylı incelenir. Çünkü sağlıklı kişiye yapacaksınız. Sadece bugün değil 3, 6 ay ya da 1 yıl sonra da herhangi bir etkisinin olmadığından emin olmamız gerekiyor. Güvenliğin ardından etkinliğine bakmanız lazım.

Türkiye'ye gelecek aşının güvenilirliği nasıl test edilecek?

Türkiye tüm aşı üreticileriyle görüşüyor. İlk etapta tedariği garantiye alınmış inaktif aşı var. Aynı zamanda mRNA aşısı var. İnaktif aşının tarihi ve geliş zamanı belli. mRNA aşısının görüşmeleri de şu anda devam ediyor. Bunlardan mümkün olduğu kadar da temin edilmeye çalışılıyor. Hızlı temin kadar güvenlik tarafı önemli. Türkiye şu kararı net olarak söylemiş değil. "Bu aşıyı hemen alıyorum" demedi. Türkiye, verilerine bakıyor.

Aşı gelince hemen yapılacak mı?

Türkiye'ye ilk aşı 11 Aralık'ta gelebilecek gibi görünüyor. Geldikten sonra en az 14 gün testleri sürecektir. Bu süre 15 gün ya da 20 gün olabilir. Aradaki testte bir sorun çıkarsa tekrar yapılır, değerlendirilir. Bizim aşı 11 Aralık'ta gelince en erken yapılacağı tarih 25-26 Aralık gibi olur.

Aşılar nasıl saklanacak?

İnaktif aşı, ölü aşı olduğu için o normal buzdolabı koşullarında saklanabiliyor. Daha rahat dağıtımı var. 2-8 derecede saklanabiliyor. Onu mutlaka değerlendirmemiz lazım. Öyle bir avantaj var. mRNA aşısı bilgiyi taşıdığı için, bu da çok kolay yıkıldığı için eksi 70 derecenin altında saklanması gerekiyor. Bu biraz lojistik açıdan kısıtlayıcı olabilir. Bunun altyapısı da yapılabilir mi? Evet yapılabilir. Türkiye için çok zor olmayacaktır. (Hürriyet)

VİDEO GALERİ
Emoji ile tepki ver!
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • DAHA FAZLA SONUÇ YÜKLE