Salı, 03 Aralık 2024
.
.
chevron_left chevron_right
Siyaset

Özel: Hızla öğretmen maaşlarını iyileştirmeye başlayacağız

CHP Genel Merkezi'nda düzenlenen Öğretmenler Günü etkinliğine katılan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, öğretmenlerin Öğretmenler Günü'nü kutlarken şu açıklamalarda bulundu. Özel, bugün burada sadece sorunları değil çözümü de konuşmak üzere toplandık ve sizleri misafir ettik. İktidarımızda hiçbir şey bugün olduğu gibi olmayacaktır.

226 Toplam Gösterim
Özel: Hızla öğretmen maaşlarını iyileştirmeye başlayacağız

Eğitim hakkı bu kadar pahalı, iyi eğitime erişmek sadece zengin ailelerin çocuklarının kavuştuğu imkan olmaktan çıkarılacak. Partimizin iktidarında liseyi bitirmiş her genç, en üst düzeyde bir yabancı dil bilecek ve teknoloji kullanımında üst düzey bir yetkinliğe sahip olacak. Hiçbir gencin eğitim amaçlı ya da tatil amaçlı vize sorunu olmayacak. Bugünkü gibi teknolojiye erişim bu kadar zor ve bu kadar pahalı, birileri için ayrıcalıklı durum olmaktan çıkarılacak. Öğretmenler bu ülkede mesleklerinin onuruna yakışır maaşlarla çalışacak, hak ettikleri değere mutlaka kavuşacaklar. Bu iktidar geldiğinde yıl 2002’ydi, en düşük öğretmen maaşı 635 liraydı. O gün bu maaşla 23 çeyrek altın alınabiliyordu. Yani bu iktidar geldiği gün en düşük maaşı alan öğretmen, maaşını çektiğinde 23 çeyrek altın alabiliyordu. Bugün en düşük öğretmen maaşı 40 bin 663 lira. Sadece 8 çeyrek altın alabiliyor.

En düşük öğretmen maaşında 15 çeyrek altınlık kayıp var. Diğer maaşlar, en düşük maaşa göre katlanarak daha iyi durumda oldukları için kayıp da daha fazla. Bugün Türkiye’deki herhangi bir öğretmenin, ülkenin böyle yönetildiğinden dolayı en az 15 çeyrek altın kaybı var. Her öğretmen, her ay 15 çeyrek altın bedel olarak bu hükümetin kötü politikaları yüzünden, öğretmene değer vermemesi yüzünden 15 çeyrek altın kaybediyor. Aynı hesabı tersine işlettiğinizde bugün eğer 22 yıl önce yani beğenmedikleri, burun büktükleri, her fırsatta kötüledikleri Ecevit hükümetinin bıraktığı yerde olsak, bugün en düşük öğretmen maaşının 100 bin lira olması gerekir. O zaman buradan şu hatırlatmayı yapalım. Bu ülkenin kurucusu, benim bugün oturduğum bu koltuğun ilk sahibi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin de ilk Cumhurbaşkanı, ‘Öğretmen maaşlarını ne yapalım’ diyenlere ‘Mebus maaşı öğretmen maaşını geçmesin, yanlış olur’ demişti. Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidarında, o parlamentonun hakim grubu Cumhuriyet Halk Partisi grubu olduğunda, ülkeyi Cumhuriyet Halk Partili Milli Eğitim Bakanı ve Cumhuriyet Halk Partili Cumhurbaşkanı yönetirken, hızla öğretmen maaşlarını iyileştirmeye başlayacağız. Buradan bütün Türkiye’ye söz veriyoruz. Öğretmen maaşı, milletvekili maaşını yakalayana kadar hiçbir milletvekili zam almayacak. Söz veriyorum.”

“15 AYDA ALABİLDİKLERİ EVİ ŞİMDİ 10 YILDA ALABİLİYORLAR”

“Sonrasında milletvekillerimiz maaşlarına zam yapmak istiyorlarsa, öğretmen maaşlarına zam yapacak. 7 yaşında senin dişini fırçalamayı öğreten, burnun aktığında evladının burnunu siler gibi senin burnunu silen öğretmen, senden az maaş alıyorsa bu düzelene kadar CHP iktidarında arkadaşlarımız sabit maaşla bekleyecekler. Bunu buradan iktidarımız geldiğinde hatırlatsın öğretmenler diye, o maaşa öğretmenler kavuşsun diye tarihin önüne bir söz olarak kaydediyorum canlı yayında. 2002 yılında bir öğretmen maaşına hiç dokunmazsa İstanbul’daki o evi 15 aylık maaşıyla alıyormuş, aynı eve baktık, şu anda 122 aylık maaşıyla alabiliyor. Yani eskiden 1 yıl 3 ay maaşına dokunmadan alabildiğin evi şimdi 10 yılda aldığın maaşla alamaz durumdasın. Anadolu Eğitim Sendikası’nın öğretmenlerle birebir yaptığı ankette yüzde 82’si maaşını yetersiz buluyor. Yüzde 88’i aldığı maaşla ailesinin ihtiyaçlarını karşılamakta zorluk çektiğini, yüzde 30’u geçinebilmek için hala daha anne ve babasından destek gördüğünü ifade ediyor. Yüzde 91’ine göre aldığı maaş hak ettiği maaş değil. Yüzde 94’üne göre aldıkları maaş, toplumdaki saygınlıklarını gölgeliyor. Yüzde 74’ü aldığı maaşla birikim yapamadığını, yüzde 70’i kredi borcunun olduğunu ifade ediyor. Yüzde 47’si kredi borcunun ancak asgari tutarını ödeyebildiğini, yani yüzde 53’ü kredi kartının asgarisini bile ödeyemediğini söylüyor. Yüzde 84’ü ev ya da araba için krediye başvurmaya cesaretinin olmadığını, yüzde 38’i geçinebilmek için ek iş yaptığını, yüzde 70’i cebinde ay sonu yaklaşırken, günler kala hiç para kalmadığını, yüzde 53’ü ev kirası öderken zorluk çektiğini ifade ediyor. Bu durumda biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak eğitimdeki diğer sorunları konuşmayı bile gerekli görmüyoruz. Elbette konuşacağız ama öğretmenin durumu buysa, geçim sorunu varsa, ev sahibi kapıdaysa, kira ödenmiyorsa, kredi kartının asgari tutarını ödeyenler bile yüzde 43 düzeyinde kalıyorsa, nasıl o öğretmen faydalı olabilir, nasıl o eğitim sistemi iyi işleyebilir?”

“MADEM ATAMAYACAKTIN NE DİYE OKUTTUN?”

“Tabi bunlar çalışan öğretmenlerin sorunları. Bir de çalışamayan, atanmayan öğretmenler var. ‘Atanamayan’ diye söyleyip sanki kendinde bir kusur yokmuş gibi, yani istiyormuş da atayamamış gibi yapanlar ya da öğretmenlere bir kusur varmış gibi söyleyenler... ‘Atanamamışsın evladım sen de. Bak atanan atanıyor’ gibi bir algı operasyonuna yeltenenler var. Bu iktidar gelmeden önce de vardı atanmayan öğretmen sorunu. Sayıları 68 bindi. Sayın Erdoğan, her kürsüye çıktığında rahmetli Ecevit’e, ‘Madem atamayacaktın, ne diye okuttun be adam’ derdi. Şu anda sayı 1 milyona ulaşmış durumda. Rahmetli Ecevit hakkın rahmetine kavuştu, şimdi yok. Ama Ecevit adına soralım. Madem atamayacaktın, 1 milyon öğretmeni niye okuttun be adam? Kendi deyişinle.”

“BİR GECE YARISI YAPTIKLARI…”

“Dün ise Sayın Erdoğan 20 bin öğretmen atamasını müjde diye duyurdu. Bu geçen senenin kabus haberiydi zaten. Öğretmenler atama istiyordu, ‘68 bin atama isteriz, 82 bin atama isteriz, 100 bin atamanın altını kabul etmeyiz’ konuşulurken, demişlerdi ki ‘Öğretmen ataması yok. Ancak emekli olan öğretmen kadar atayacağız.’ Biz baktık, 22 bin emekli öğretmen olmuştu, 20 bin öğretmen atayacakları belliydi. Beklentinin beşte biriydi zaten. Yani dün yaptıkları atamalar, beklentinin beşte birini karşılayan ve öğretmenlik yapmak, atanmak için bekleyenlerin sadece 50’de birinin atandığı bir günü yaşadık. Bunu müjde diye anlattılar. Bu yüzden karşı karşıya olduğumuz durum, öğretmenlik mesleği gerçekten tarihte ve bütün dünya tarihinde uğradığı en büyük saldırı ile karşı karşıya. Öğretmenler, ücretli öğretmen, sözleşmeli öğretmen, öğretmen, uzman öğretmen ve başöğretmen diye beş farklı istihdam şekline kavuştular maalesef bu iktidar döneminde. Aynı işi yapıp farklı özlük hakları ve unvanlarla çalıştırılıyorlar. Bu çalışma şekli aynı okulda iş barışını bozuyor. Ücretli öğretmenlere asgari ücretin altında maaş veriliyor. Özel sektör öğretmenleri hem sendikalı çalışmak istiyorlar ama bu imkandan yoksun bırakılıyorlar, daha doğrusu bunu yapmaya kalktıklarında işsiz bırakılıyorlar, hem de 2014’te yapılan bir değişiklikle taban maaş korumasının dışındalar. 2014 yılına kadar, o gece ben oradaydım, o salondaydım. Kamudaki öğretmen ne maaş alıyorsa, dengi öğretmeni koruyan bir taban maaş uygulaması vardı, özel okullar için. 2014’te AK Parti grubunda, gece sonrası hayra olmayan bir hareketlilik vardı. Dedik bunlar bir şey çıkaracaklar. Yine bir çantadan bir önerge çıktı. Apar topar imzalandı. Verildi. Önerge taban maaşı kaldıran önergeydi. Taban maaş uygulaması kalktı, bugün herhangi bir özel okulda 17 bin 2 lira asgari ücrete çalışan öğretmen, o gece yarısı AK Parti’nin oylarıyla, bizim itirazlarımızla, bağırışlar, çağırışlar arasında, taban maaş kelimesi metinden çıkmasaydı, bugün asgari ücret verilen öğretmen, hiç değilse 40 bin lira alacaktı. Ya da 25 bin lira verilen öğretmen, kamudaki aldığı maaş 62 bin liraysa, 62 bin lira alacaktı. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bir gece yarısı öğretmenlere ne yaptığını bir kez daha hatırlamak lazım.”

“ARAP SAÇI OLDU”

“Ama bu öğretmenlere yapılmış en büyük kötülük değil. Onları atamamak ya da bir gece yarısı taban maaşı kaldırmak. İnanın daha kötüsüne yeltendiler ve yapıyorlar. Dünya tarihinin en büyük kapkaç olayı. 1 milyon öğretmenin diplomasına kapkaç yapmaya çalışıyorlar. Bugün son kez 20 bin öğretmeni atadılar. Seneye maarif modeli başlayacak. Daha doğrusu maarif modelinde öngördükleri şekliyle, hani bunlar söz vermişlerdi ya geçen seçimden önce. Biz atanmayan öğretmenleri ilk yıl 100 bin öğretmen ataması yapacağımızı söylemiştik. Bunlar, ‘Biz de yapacağız’ demişlerdi. Biz mülakatı kaldıracağız diyorduk, Cumhurbaşkanı ‘Biz de kaldıracağız’ dedi. Dönemin Milli Eğitim Bakanı, ‘Cumhurbaşkanımız son noktayı koydu, artık mülakat yok’ dedi. Ama bu sözden, bu Milli Eğitim Bakanı seçimden beş ay sonra döndü. ‘Mülakatsız olmaz. Yapacağız ama mülakat gibi mülakat yapacağız’ dedi. Önce bu son yaşadığımız süreci hatırlayalım. Mülakat yapmayacağız diyenler, mülakat yaptılar. Türkiye’nin dört bir yanına mülakat masaları kurdular. O masalarda kötü niyetli olmayan ama birbiri ile çelişkili heyetler, birbiri ile farklı tutum sergilediler. Örneğin X ilde ‘Ya zaten atanamadı bu çocuklar, bizim hemşeriler atansın’ diye her öğrenciye 5 puan fazla verdi. Y ili çok titiz davrandı, dedi ki ‘Kimseye hak geçmesin, biz bu mülakat notunu olduğu gibi verelim.’ Oysaki öğretmenler virgülden sonra dördüncü basamağa kadar kendi içlerinde sıralanıyorlar. Yani virgülden önce 5 puan verince bütün iş allak, bullak oldu. Milli Eğitim Bakanının açıklamasına göre bin 100 küsur kişi, bizim hesaplarımıza göre bin 800’ün üzerinde öğretmen çok yüksek sınav puanlarına rağmen düşük mülakat puanları ya da kendisinin normal alıp, diğer rakiplerinin yanlışlıkla önüne çıkarıldığı, subjektif mülakat değerlendirmeleri sonucunda allak bullak oldu. Arap saçı oldu. Nasıl çözülecek, belli değil.”

“DİPLOMALARA KAPKAÇ”

“Ama kapkaç dediğim bu da değil. Kapkaç dediğim 1 milyon öğretmenin diplomasını kapıp kaçmaya çalışıyorlar. Şöyle yapacaklarmış, her yıl Milli Eğitim Akademisine, emekli olacak öğretmen kadar öğrenci alacaklar. Yani 20 bin - 23 bin - 25 bin. Bunları iki yıl daha okutacaklar. İzleyecekler. Yaşam tarzına bakacaklar. Ne yiyormuş, ne içiyormuş, nereye gidiyormuş, ne yapıyormuş? Elediklerini eleyecekler. Kafalarına göre gördüklerini, kendilerine münasip gördüklerini alacaklar. İki yıl sonra atayacaklar. Tamamı geçse 20 bin kişi. Geriye kalan 980 bin kişi, öğretmen değil artık. Bir sonraki yıl ki şanslı 20 binin içine girmeyi bekleyecek. Kendi hesaplarına göre bütün öğretmen yetiştiren üniversiteleri, fakülteleri, öğretmene geçişleri bitirseler 65 yılda atanamıyor bu öğretmenler. Yani bugün yeni mezun olmuş 23 yaşındaki öğretmen 88 yaşına geldiğinde atanabilecek, sonuncusu. Böyle bir sistem kurmaya çalışıyorlar. Buna itiraz ediyoruz. Tabi burada bu kadar adaletsizliğin içinde deprem bölgesi öğretmenleri ayrı bir kontenjan istiyorlar. Onu hatırlatmak ve mağdur öğretmenlerimize de bir atama yapılmasıyla ilgili beklentilerini burada yeniden dile getirmek gerekiyor.”

VİDEO GALERİ
Emoji ile tepki ver!
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • DAHA FAZLA SONUÇ YÜKLE
runtobet casino siteleri bahis siteleri